NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ سَعِيدٍ
الْهَمْدَانِيُّ
قَالَ
أَخْبَرَنَا
ح و
حَدَّثَنَا
الرَّبِيعُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ
قَالَ
حَدَّثَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
قَالَ
أَخْبَرَنِي
اللَّيْثُ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ بَشِيرٍ
النَّجَّارِيِّ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
الْبَيْلَمَانِيِّ
قَالَ
الرَّبِيعُ
ابْنُ الْبَيْلَمَانِيِّ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
عَنْ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
أَنَّهُ
قَالَ مَنْ
قَالَ حِينَ
يُصْبِحُ
فَسُبْحَانَ
اللَّهِ
حِينَ
تُمْسُونَ
وَحِينَ
تُصْبِحُونَ
وَلَهُ
الْحَمْدُ فِي
السَّمَوَاتِ
وَالْأَرْضِ
وَعَشِيًّا
وَحِينَ
تُظْهِرُونَ
إِلَى
وَكَذَلِكَ
تُخْرَجُونَ
أَدْرَكَ مَا
فَاتَهُ فِي
يَوْمِهِ
ذَلِكَ وَمَنْ
قَالَهُنَّ
حِينَ
يُمْسِي
أَدْرَكَ مَا
فَاتَهُ فِي
لَيْلَتِهِ
قَالَ
الرَّبِيعُ عَنْ
اللَّيْثِ
Hz. İbn Abbas'dan
(rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Her kim sabaha
eriştiğinde: "Akşama girerken ve sabaha ererken hepiniz Allah'ı tesbih
edin ve hamd O'nadır. Göklerde de yerde de günün sonunda da öğleye
eriştiğinizde de"[Rûm 17-18] âyet-i kerimesini, "... İşte siz de
böylece çıkarılacaksınız."[Rûm 19] âyetine kadar okursa gündüzün kaçırmış
olduğu hayrı telafi etmiş olur. Kim de bunu akşam vaktine eriştiğinde okursa
gecesinde kaçırmış olduğu hayrı telâfi etmiş olur."
(Ebu Davud'un
şeyhlerinden Ahmed b. Said el-Hemdânî'nin bu hadisi Leys'den ihbar sigasiyle:
ahberanî diyerek rivayet etmesine karşılık, diğer şeyhi) er-Rebî (muanan olarak
yani); Leys'den diyerek rivayet etmiştir.
İzah:
Bu mevzuda İmam
Ahmed'in Muaz b. Enes el-Cühenî'den (rivayet ettiği) bir hadis-i şerif şu
meâldedir: "Yüce Allah'ın Hz. İbrahimi niçin vefakâr bir dost olarak
isimlendirdiğini size haber vereyim mi? Zira o: "Sabah ve akşamleyin
akşama girerken ve sabaha ererken Allah'ı teşbih ederim. Göklerde ve yerde
hamd Onadır. Gündüzün ardından öğle vaktine varınca da hamd ona
mahsustur" derdi.[Ahmed b. Hanbel, 111,439.]